Tıp dünyası, damarlarda yüzerek ilaç taşıyabilen ve görevini tamamladıktan sonra vücutta kendiliğinden yok olan mikro robotların başarıyla test edilmesiyle birlikte, uzun zamandır hayal edilen hedefe yönelik tedavi yöntemlerine bir adım daha yaklaştı. Bilim insanlarının geliştirdiği bu yenilikçi teknoloji, insan anatomisindeki en ulaşılması güç bölgelere dahi hassas müdahalelerin yapılabileceğini gösteriyor.
Araştırmada kullanılan mikro ölçekli robotlar, kum tanesi büyüklüğünde jelatin kapsüllerden oluşuyor. Bu kapsüllerin içinde hem tedavi edici ilaçlar hem de manyetik alanla kontrol edilebilmelerini sağlayan demir oksit nanoparçacıkları bulunuyor. Böylece mikro robotlar, dışarıdan uygulanan manyetik yönlendirme sayesinde karmaşık damar yapılarında bile güvenle ilerleyebiliyor.
Çalışmanın en dikkat çeken kısmı ise bu mikro robotların, domuz ve koyun beyin damarlarında test edilmesi oldu. Klinik manyetik navigasyon sistemiyle yönlendirilen robotlar, gerçek zamanlı röntgen görüntülemesi eşliğinde damarlarda adeta birer yüzücü gibi hareket etti. Hedef bölgeye ulaştıklarında ilaç yüklerini bırakan robotlar, görevleri tamamlandığında tamamen çözünüp vücuttan kayboldu.
Her ne kadar henüz insan üzerinde denemeler yapılmamış olsa da uzmanlar, bu teknolojinin inme, beyin tümörleri ve geleneksel yöntemlerle erişilmesi zor hastalıkların tedavisinde devrim niteliği taşıyabileceğini ifade ediyor. Mikro robotların, ilaçların yalnızca gerekli dokuya yönlendirilmesini mümkün kılması sayesinde yan etkilerin büyük ölçüde azaltılması hedefleniyor.
Araştırmacılara göre çalışmaların planlandığı gibi ilerlemesi hâlinde bu çığır açıcı yöntemin 5 ila 10 yıl içinde klinik uygulamalarda kendine yer bulması son derece olası. Bu etkileyici araştırmanın sonuçları prestijli Science dergisinde yayımlandı ve bilim dünyasında şimdiden büyük yankı uyandırdı.