Alfa ve Z kuşağının şifresi: '6-7' fenomeni ne anlama geliyor?

Son dönemde okullarda, sınıflarda ve sosyal medyada sıkça duyulan bir ifade var: “6-7”. Öğretmen 67. sayfayı söylediğinde, teneffüse 6–7 dakika kala ya da ortada hiçbir neden yokken öğrenciler hep bir ağızdan bu iki rakamı haykırıyor. İlk bakışta anlamsız görünen bu tepki, aslında Alfa ve Z kuşağının kendine özgü iletişim biçimlerinden biri hâline gelmiş durumda. Hatta öyle ki “6-7”, Dictionary.com tarafından yılın kelimesi olarak bile seçildi.


Bu ifadenin en dikkat çekici yönü, belirli ve somut bir anlamının olmaması. Ne bir espri barındırıyor ne de gizli bir mesaj. Ancak uzmanlara göre tam da bu anlamsızlık, “6-7”yi cazip kılıyor. Çocuklar ve gençler için bu ifadeyi kullanmak, ortak bir kültüre ait olunduğunu göstermek, yani “biz aynı grubun parçasıyız” demenin pratik bir yolu. Dilbilimciler bu durumu, dilin anlam aktarmaktan çok sosyal bağ kurma aracı olarak kullanıldığı klasik örneklerden biri olarak değerlendiriyor. Burada önemli olan kelimenin ne söylediği değil, kimin söylediği ve kimin anladığı.

“6-7”nin ortaya çıkışına dair net bir hikâye yok. Ancak farklı kaynakların birleşerek bu ifadeyi popülerleştirdiği düşünülüyor. 2024’te viral olan “Doot Doot (6 7)” adlı rap parçası, basketbolcu Taylen Kinney’nin “6 mı, 7 mi?” kararsızlığını el hareketiyle anlattığı video, NBA yıldızı LaMelo Ball’un boyuna (6 feet 7 inç) gönderme yapan paylaşımlar ve amatör bir basketbol maçında “6-7!” diye bağıran bir çocuğun sosyal medyada ünlenmesi bu sürecin parçaları arasında sayılıyor. Zamanla bu anlar internette “Mason 67” gibi karakterlere dönüşerek kolektif bir şakaya evrildi. İlginç olan ise bugün bu ifadeyi kullanan çocukların büyük bölümünün bu kökenleri hiç bilmemesi. Zaten bilmemeleri de akımın doğasına uygun; geçmişi bilinmeyen bir söz, daha da eğlenceli hâle geliyor.

Uzmanlara göre “6-7”nin bu kadar uzun süre gündemde kalmasının bir diğer nedeni de yetişkinleri rahatsız etmesi. Öğretmenlerin yasaklaması, ebeveynlerin şikâyet etmesi, çocuklar için bu ifadeyi küçük bir direniş aracına dönüştürüyor. Yasaklandıkça güçlenen bir sembol hâline geliyor. Buna karşılık bazı öğretmenler farklı bir yol izliyor: “6-7”yi bilinçli olarak yanlış yerde kullanmak, ders anlatırken araya sıkıştırmak ya da şarkılara eklemek. Bu yöntemle ifade, “havalı” olma özelliğini hızla yitiriyor. Bir öğretmenin dediği gibi, “Bir şeyi öldürmenin en kolay yolu, öğretmenin onun çok havalı olduğunu söylemesi.”

Ebeveynlerin endişelerine rağmen uzmanlar bu tür akımların zihinsel bir gerilemenin göstergesi olmadığını vurguluyor. Her kuşak kendi anlamsız kelimelerini üretir. Dün “cool” vardı, sonra “skibidi” geldi, bugün “6-7” konuşuluyor. Bu ifadeler dili tehdit etmiyor; ancak bazı akademisyenlere göre anlamdan çok yoruma dayalı “hakikat sonrası” kültürün zararsız bir yansıması olarak görülebilir.

Peki sırada ne var? “6-7” neredeyse bir yıldır dolaşımda ve bu, TikTok çağında oldukça uzun bir süre sayılıyor. Bazı öğrenciler artık bu slogandan sıkıldıklarını hissettirmeye başladı bile. Hatta kulislerde yeni bir rakamın fısıldandığı söyleniyor: “41”. Görünen o ki, kuşakların anlamsız ama güçlü semboller üretme geleneği hız kesmeden devam edecek.

Sonraki Haber Önceki Haber