Her yıl olduğu gibi bu yıl da, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anmak ve onun fikirlerine olan bağlılığımızı bir kez daha dile getirmek için 10 Kasım’da bir aradayız. Atatürk, yalnızca bir lider değil, bir milletin yeniden doğuşuna öncülük eden bir devrimci, ilham verici bir önder ve çağdaş dünyanın kapılarını açan büyük bir vizyonerdi. Onun aramızdan ayrılışının 86. yılında, bıraktığı değerleri ve ileri görüşlülüğünü bir kez daha hatırlıyoruz.
Atatürk, bağımsızlık ve özgürlük kavramlarını Türk milletinin varlığının temel taşları olarak belirlemiş, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözleriyle bu değerlerin halkın iradesinde olduğunu ifade etmiştir. O, her alanda ilerlemenin ancak akıl ve bilim yolunda mümkün olacağını vurgulamış ve bu doğrultuda ülkemize pek çok yenilik kazandırmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temeline laiklik, demokrasi ve çağdaşlık ilkelerini yerleştiren Atatürk, bu ilkelerin toplumu ileriye taşıyacağına inanmış ve bizlere bu mirası bırakmıştır. O, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözleriyle bizlere kendi varlığının ötesinde bir ülke hayali çizmiş ve bu hayalin bekçisi olmamızı istemiştir.
Bugün, onun aziz hatırasını saygıyla anarken, bize bıraktığı mirasa sahip çıkma sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlıyoruz. Onun vizyonuyla şekillenen Türkiye’yi daha da ileriye taşımak, onun bize emaneti olan Cumhuriyet değerlerini yaşatmak ve gelecek nesillere bu değerleri en iyi şekilde aktarmak bizim görevimizdir.
Bu anlamlı günde, Atatürk’ü saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. O’nun idealleri yolumuzu aydınlatmaya devam edecek ve Türkiye Cumhuriyeti, onun gösterdiği yolda daima yükselerek var olacaktır.